Kriz dönemleri her zaman girişimciliğe olan ilgiyi artırmıştır. İş yerlerinin bazıları, özellikle krize hazırlıksız yakalanan ve plansız hareket edenler, bu süreçte oldukça zorlanıyorken bu kriz yeni girişimciler için avantaja dönüşebiliyor. Girişimcilik her zaman doğru zamanda doğru adımlar atmayı gerektiriyor. ‘Fikir satar’ genellemesinden yola çıkarak güzel bir fikrinizin olması şart. Mükemmel bir fikriniz olduğunda bile eğer zamanlama uymuyorsa ve yanlış adımlar attıysanız bu sizi yavaşlatabilir.
Doğru zaman demişken kriz dönemlerinin bir girişimci için uygun olduğu bilinen bir gerçektir. Büyük oranda işsizliğe, iş yerlerinin kapanmasına yol açan global bazda ekonomik krizler mevcut. Sıkıntılı kriz dönemlerinde pazardaki olumsuz koşullardan kaynaklı kayıplar olduğu gibi, bu süreçten daha güçlü daha zengin çıkanlar da var. Kriz dönemlerinde girişimcilik artar. İşini kaybedenler ve yeni bir iş bulamayanlar tecrübesi olduğu alanda iş kurmaya yönelir.
Alandaki rakip azalmaları, müşteri beklentilerinin ile fiyat beklentileri gibi durumların gözlemlenebilmesi gibi durumlar daha yolun başındayken krize yakalanan girişimcilerin yararına olacaktır. Kriz dönemlerinde trendlere uyum sağlama çalışmaları, plan ve hazırlık için girişimciler zaman kazanır.
Şu sıralar dünyaca daha önce hiç görülmemiş bir salgın ve ekonomik etkilerini yaşamaktayız.
Yaşanan süreçte, başta sağlık, otel ve konaklama, yeme-içme, ulaşım gibi sektörlerin ciddi anlamda olumsuz etkilendiğini ve salgın sonrasında da uzun vadeli bir toparlanma süreçlerinin olacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak daha önce bahsettiğimiz gibi bu süreçte yapılması planlanan girişimlerin önemi artacaktır çünkü kriz dönemlerinin girişimciler için avantajlar sunduğundan bahsetmiştik. Kriz ortamında, değişen toplum ihtiyaçlarını başarılı bir şekilde analiz ederek, artık o ihtiyaçlara yanıt veremeyen iş yerlerinin yarattığı boşluğu akıllı bir girişim ile doldurmak bu kriz sürecinde girişimciye fayda sağlayacaktır.
Hatırlamakta fayda var, kriz ortamında dahi olsak girişim için en doğru zamanın sahip olduğumuz fikre göre değişeceğini unutmamak doğru bir zamanlama için önemli bir yarar sağlayacaktır.
Bir ülkede yaşanan ekonomik krizler orada yaşayan insanları ve iş hayatını olumsuz bir şekilde etkiler. Ancak bu olumsuz etkileri en yoğun şekilde girişimciler hissediyor. Uzun çalışmalar sonucunda, maddi ve manevi katledilen yollarda bir girişime verilen emeklerin kriz sonucunda zarar görmesi hatta başlamadan yok olması mümkün.
Ekonomik krizlerin sürekli tekrarladığı ülkemizde girişimcilere krizi az hasarla atlatmanın yollarına bakalım:
-Her şeyin yolunda gittiği güzel günlerde ileri görüşlü olup çeşitli felaket senaryolarını düşünerek bir ‘’kriz sermayesi’’ oluşturmak bu kriz sürecinde hayat kurtaracaktır.
Eldeki sermaye kriz dönemlerinde kullanılır ve böylece ayakta kalabilmek mümkün olabilir.
-Diyelim ki maddi manevi büyük başarılar elde ettik, büyük zaferler kazandık ve güzel girişimler yaparak güzel işlere imza attık. Çoğu zaman bunun sonucunda ileriyi düşünmeden bir rehavete kapılır gideriz. Ancak bir girişimci her zaman ileri görüşlü olmak zorunda. Yani bir anda kazanılan fazla miktarda para geleceğe yatırım olmalı, zorlu kriz dönemleri düşünülerek sermayeye ayrılmalıdır.
-Hayatın her alanında bir maddi zorlukla karşılaştığımız zaman masraflarımızı gözden geçiririz. Gereksiz masrafları keseriz ve sadece ‘olmazsa olmaz’ harcamalarımızı yaparız. Bir girişimde de bu durum geçerli olmalı. Kriz döneminde gereksiz masraflardan kaçınan bir girişim kriz sürecinde kazanç elde eder ve toparlanması biraz daha kolay olabilir. Kriz olmadığı günlerde de tutumlu olmak gelecekte çok işe yarayacaktır.
-Çok fazla iyimserlikten kaçınmak gerekir. Coronavirüs gibi büyük bir felaketin hangi sektöre ne gibi hasarlar vereceği senaryoları çiziliyor. Bununla birlikte birçok işyerinin gelirleri düşmüş durumda. Eldeki müşteriler, gelirler ve şu anki iş modeli gerçekçi bir şekilde gözden geçirilmeli.
-Fikrinize yatırımcı bulmak zorlu bir süreçtir. Bir de ne zaman sona ereceğini bilmediğiniz kriz süreçlerinde yatırımcıyı elde tutabilmek çok daha zordur. Belirsizliğin olduğu coronavirüs günlerinde yatırımcılar da kendi geleceklerine odaklanmış durumda. Bu zor dönemde bir girişimci, elindeki yatırımı her an kaybedecekmiş ve uzun bir süre yatırım alamayacakmış gibi mali stratejiler belirleyerek kendine bir yol haritası çizmeli.
-Girişim fikri ilk defa paylaşılıyormuş gibi yeni pazarlama stratejileri düşünülmeli. Her an yatırımınızı kaybedebileceğinizi hatırlayarak sürekli fikrinizi pazarlamak size yeni kapılar açabilir.
Sonuç olarak ortada bir tehdit olmasa bile her zaman geleceğe yönelik düşünmek ve tedbirler almak gereklidir. İleride iş işten geçti demek istemeyen bir girişimci bu önlemleri almalı.