Covid-19 sürecinde kriz yönetimi nasıl olmalı?
Covid-19 sürecinde kriz yönetimi nasıl olmalı?

Covid-19 sağlığımızı ve yaşamımızın neredeyse her alanını etkilerken şirketler de bu süreçte ayakta kalma ve iş sürekliliğini sağlayabilme çalışmalarında yeni yollar keşfediyor.
 

EY (Ernst&Young) iş dünyasının ayakta kalmakta ve sürekliliği sağlamakta zorlandığı bu süreçte yardımcı olması amacıyla hazırlanan bir çalışmaya göre, Covid-19’un yarattığı etkilerle mücadele için odaklanılabilecek 5 temel alan ve yöneticilerin kendilerine sormaları gereken 10 soru bulunmakta.   

 

Bir uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi olan EY Covid-19 sürecinde şirketlerin krizle mücadelede etkin bir yol izlemelerine ve iş sürekliliği sağlamaları konusunda yol gösterecek bir çalışma hazırladı.
 

Şirketlerin zorlu kriz dönemlerinde ayakta kalmasına yardımcı olma niteliğindeki bu çalışma, stratejik hedefler belirleme ve tüketici taleplerinin karşılanmasında atılması gereken adımları belirtiyor. Ocak ayında yapılan tahminlere göre, global büyümenin 2020 yılında %2,5 olarak gerçekleşeceği bekleniyordu ancak şimdi koronavirüs salgını bu büyümeyi sıfıra çekebilir.
 

Koronavirüs salgını ekonomik global büyümeyi beklenen artışın aksine aşağı çekebilir.

EY’nin çalışmasına göre bu salgının global iş ortamları ve ekonomi üzerinde olumsuz etkiler ve belirsizlikler meydana getirdiğinin vurgusunu yapıyor. Başarılı bir kriz yönetimini zorunlu kılan bu salgın sürecinde şirket yöneticileri, planlanan stratejileri başarılı olarak yürütmeye çabalıyor ve salgının şirketleri ve tüketici taleplerinin üzerinde yarattığı olumsuz etkilerle mücadele ediyor.

 

Koronavirüs krizine bağlı olarak seyahat kısıtlamaları, işten çıkarımlar ya da maaşlarda yapılan indirimler ve bunlara bağlı olarak tüketicilerin harcamalarındaki düşüşler, tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar ve finansal tüm belirsizlikler salgın sürecinin oluşturduğu ekonomik sorunlardan. EY’ın çalışmasına göre çalışan sağlığı, şeffaf iletişim, harcama kontrolü, tedarik zinciri işlevselliği ve önleyici aksiyonlar gibi şirketlerin kriz dönemlerinde odaklanması gereken 5 temel alan şirketlerin kriz ortamında daha iyi sonuçlara ulaşabilmelerine destek oluyor.

Şirketlerin kriz yönetim planını profesyonelce yapılması gerektiğinin altı çiziliyor.

 

Organizasyonların profesyonel bir kriz yönetim planına sahip olmasının önemine vurgu yapılırken, planların çalışan mutluluğu, marka repütasyonu, finans yönetimi, tedarik zinciri ve hukuki konuları kapsaması gerektiği belirtiliyor.

 

 

 

Kriz döneminde atılması gereken 5 temel adım

 

1- İlk öncelik: Çalışan sağlığı ve mutluluğu

Çalışan sağlığı ve güvenliği her şirket için önce gelir. İş sürekliliğinin sağlanması, verimliliğin artması ve müşterilere kaliteli bir hizmet verilmesi çalışanların fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı bir ortama sahip olmasından geçer. Son zamanlarda şirketler iş sürekliliğini sağlama adına evden çalışma uygulamalarına geçiş yaptı ve bu sürece adapte olmaya çalışıyorlar. Çalışanlar için alternatif çalışma seçenekleri düşünürken sağlık ve güvenlik önlemleri alıyorlar. Aynı zamanda iç iletişiminin zamanında ve başarılı olarak yürütülmesi ve çalışanların desteklendiği programların uygulanması önem kazanıyor.

 

2- Hızlı, net ve şeffaf iletişim

Doğru bir iletişim hayatın her alanında muhakkak bir gereksinimdir. Özellikle kriz dönemlerinde şirketlerin doğru bir iletişim yürütmesi her açıdan oldukça mühim.

Krizin ürün ve hizmet üzerinde etkileri ile ilgili müşterilerin bilgilendirilmesi gerekir. Yine krizin sebep olduğu tedarik ve üretimde aksamalar ve sonucunda sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi durumunda açık bir iletişim ileride yaşanması muhtemel tatsız olaylara önlem olabilir.  

 

3- Harcamaların kontrollü olması ve bütçe açıkları için karşılık ayrılması

Krizin bütçeler ve iş planlamalarının üzerindeki etkilerinin belirlenmesi ve aynı zamanda

giderlerin gözden geçirilerek zaruri olmayan her türlü giderin kriz sürecinde ortadan kaldırılması gerekir. Finansal koşulların ne derece etkileneceğine ve uzun vadeli etkilerin ne olacağına ilişkin senaryoların değerlendirilmesi gerekiyor. Krizden önceki iş planlarının ve bütçe değerlendirmelerinin geçersiz olacağı koşullarda bütün planlar yeniden şekillendirilmelidir. Gerektiği taktirde bankalardan veya devletten kredi desteği alınabilir ve şirket sermayesi artırılabilir.

 

4- Tedarik zincirindeki aksamaların belirlenmesi ve giderilmesi

Covid-19 krizi sürecinde birçok şirket operasyonlarında istenmeyen gecikmelerle karşılaşacak ve düşük performanslar sergileyecekler. Özellikler salgının en yoğun olduğu ülkelerde bu aksamalar ve düşük performanslar görülmekte.

Şirketler ve tedarikçilerin iletişim halinde olması ve ortak çözüm önerilerin geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca tedarik zincirlerinde meydana gelmesi muhtemel aksamalara karşı yeni alternatif seçenekleri de değerlendirilmeli. Yeni tedarik zincir modeli geliştirilmesi, dijitale yönelmek, yeni iş birlikleri kurmak bu aksamaya alınabilecek önlemler arasında bulunuyor.

 

5- Beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olunması

Neredeyse her şirket karşılarına çıkabilecek her türlü hukuki engele karşı hazırlıklı olurlar ve izlemeleri gereken yolu bilirler. Covid-19 gibi daha önce rastlanmayan bir salgının sebep olduğu krizler hukuki bir bilinmezliği meydana getiriyor. Krizin sebep olduğu ekonomik etkiler ve tedarik aksaklıklarından doğacak müşteri ve tedarikçi arasındaki anlaşmazlıklar oluşacaktır. Bu gibi durumların önüne geçilmesi ve etkili önlemlerin belirlenmesi adına tüm sözleşmelerin risk analizi yapılmalı ve alınabilecek bütün önlemler belirlenmeli.

 

 

 

 

 

 

Liderlerin krizin üstesinden gelmesini sağlayacak 10 soru

 

Kriz olmadığı zamanlarda bile gerekli olan bütün önlemleri almak çoğu zaman işe yarıyor. Daha önce benzerine rastlanmayan bir kriz ortamında dahi önceden alınan önlemler hayat kurtarır. Her zaman geleceğe yönelik olumlu senaryolar hayal etmek motivasyonu artırır.  Yine her zaman kötü senaryolar üzerine düşünmekte geleceğinize yön verir.

Bütün bunların ışığında, şirketlerin kriz yönetim sistemlerinin uygunluğunu gözden geçirmelerini sağlayacak 10 soru, şirketlerin kriz süreçlerini daha rahat geçirmelerini ve sonrasında ayakta kalmalarına yardımcı olacaktır.

 

 

1. Kriz süresince organizasyonunuz çalışanlarının sağlığı ve mutluluğunu nasıl güvence altına alacak?

2. Finansmanın sürdürülebilirliğini ve nakit rezervlerinin istikrarını nasıl sağlayacaksınız?

3. Paydaşlarla iletişimin açık ve şeffaf olmasını sağlamak amacıyla iletişim sistemleri ve protokollerinin koordinasyonu ve standardizasyonunu sağladınız mı?

4. Organizasyonunuzda kısa vadeli likidite etkilerini yönetecek ve gerekli önlemleri alacak kriz yönetim ekipleri bulunuyor mu?

5. Kriz döneminde potansiyel riskleri değerlendirmek ve verilecek tepkileri belirlemek için organizasyonunuzda bir model uyguluyor musunuz?

6. Krizin etkilerini bütçelendirme, iş planlama süreçleri ve erken uyarı mekanizmalarının hayata geçirilmesi açısından gözden geçirdiniz mi?

7. Kriz büyük ölçekli finansal etkiler yarattığında, işletme modelinizi kısa ve orta vadede maliyetlerin düşürülmesi bakımından bu duruma nasıl adapte edeceksiniz?

8. Talepteki bozulması şirketinizi nasıl etkileyecek ve kriz sonrasında nasıl bir toparlanma öngörüyorsunuz?

9. Kriz ile birlikte gelecek tedarik zinciri ve üretim risklerini belirlediniz mi? Riskleri azaltmak için neler yapabilirsiniz?

10. İşletme modeliniz mevcut krizin ve potansiyel gelecek krizlerin etkileriyle baş etme konusunda dirençli mi?