İlk kez Çin’de ortaya çıkan Covid-19 ile zorlu mücadele sürecinde Büyük Veri, Yapay Zeka(AI) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileri ile büyük gelişmeler kaydedilerek karantinanın uzun bir süredir devam ettiğin Wuhan’da 8 Nisan itibariyle kaldırıldığı açıklandı.
Elbette Çin’de yaşanan bu olumlu gelişmelerin başrolünde IoT, Büyük Veri ve Yapay Zeka teknolojilerinin sağlık, eğitim ve iletişim alanlarında etkili kullanımı var.
Bu teknolojileri gelişen, değişen ve dijitalleşen dünyada hemen hemen her alanda duymaya ve kullanmaya başladık.
En basit tanımıyla IoT, fiziksel nesnelerin internete erişerek ve diğer cihazlara bağlı olarak iletişim içinde olması. Daha da basit tanımı ise akıllı nesneler diyebiliriz. Yapay Zeka için ise hayatımızı kolaylaştıran ve bizler gibi davranan teknolojik aletlerdir. Büyük veri ise internetteki her türlü verinin, anlamlı ve işlenebilir hale getirilmesine deniyor.
Peki Büyük Veri, Yapay Zeka ve IoT teknolojisi Covid-19 salgınını nasıl önleyebilir? Virüs ile mücadelede ne gibi faydalardan söz edilebilir?
Tüm dünya salgınla mücadele edebilmek için seferber olmuşken, Büyük Veri, Yapay Zeka ve IoT teknolojileri bu son derece hayati öneme sahip virüsün yayılmasını önleme ve virüsü tespit etme noktasında son derece önemli bir yere sahip.
Bernard Marr, Forbes’da yayınlanan makalesinde Büyük Veri, Yapay Zeka ve IoT teknolojilerinin Covid-19 ile mücadelesinde kullanım alanlarını ele almış. Bu teknolojilerin bireylerin gizliliğini korumak ve verilerin kötüye kullanımını önlemek için dikkatli bir uygulama gerektirdiğini ve gelecekteki pandemileri daha etkili bir şekilde izlemek ve mücadele etmek için büyük faydalar sunduğunu belirtmiş.
Çin’de salgının kontrol edilmesi için bu alanlarda yapılan güzel örnekleri İngiltere’den Çin’e turist olarak giden bir genç YouTube kanalında paylaştı.
Örneğin evlerinden dışarı çıkan her vatandaşın apartmanlarının çıkışında yüz taraması yapıldı ve yolların farklı bölgelerine CCTV kameralar yerleştirildi. Bunlardan elde edilen verilerin her biri bir merkezde toplanıp Yapay Zeka ile anlamlı hale getirildi.
Kontrolün ve gözetimin sağlandığı, verinin elde edildiği bir diğer yöntem: WeChat uygulamasının sağladığı Yeşil, sarı ve kırmızı sağlık kodları.
Çin’de neredeyse bir milyar kullanıcıya sahip olan sesli ve yazılı mesaj servisi olan WeChat uygulamasından kod alabilmek için kimlik ve adres bilgilerinin yanı sıra, kullanıcılar ateş ve öksürüklerinin olup olmadığını eklemek durumundalar.
Eğer bir kişi kırmızı koda sahipse Covid-19 semptomlarını taşıyor demektir.
Yeşil kod ise bir tehlike olmadığını gösteriyor. Bir de kişinin virüs taşıyan biriyle temas halinde bulunduğunu gösteren sarı kod mevcut.
Hiç şüphesiz dünyada Covid-19 salgını en büyük etkiyi sağlık kuruluşları ve çalışanlarının üzerinde yarattı. Sağlık hizmetlerinde Yapay Zeka ve Büyük Veri kullanılarak verilen mücadelenin güzel bir örneğini Güney Kore’de görüyoruz.
Güney Kore’de hastalara kolay tanı koymayı kolaylaştıran, hiçbir kar amacı gütmeyen bir yazılım geliştirildi. Bu yazılım ile, daha önce Covid-19 tanısı koyulan hastaların akciğer tomografi sonuçlarından elde edilen veriler bir araya getirilerek akciğerin 3D modellemesi yapıldı. Daha sonra elde edilen veriler yazılıma kaydedildi. Bu veriler, şüpheli bir kişinin akciğer tomografisi ile sisteme daha önce tanımlanan Covid-19 tanısı koyulan bir kişinin akciğer tomografisini karşılaştırmaya ve 1 dakika içinde hangi aşamada olunduğunu tespit etmede yardımcı oldu.
Özellikle sağlık hizmetlerinde Büyük Veri, Yapay Zeka ve IoT teknolojilerinin kullanımı tüm sağlık çalışanlarının bu zor günlerde yüklerini büyük oranda azalttığını ve süreçlerin daha hızlı ve faydalı ilerlediğini görmekteyiz. Bu teknolojilerin salgın ile mücadelede başarılı örnekleri çoğaldıkça, salgın sona erdikten sonra da birçok alanda popülerliğini daha da artırabileceğini düşünmek çok hayal ürünü olmayacaktır.